Sevgili Oğlum;
Bugün tam 17 yaşındasın görüyorum ki artık her şeyin farkındasın. Ama ne zaman ararsam seni ya diskoda ya barda ya da televizyon karşısındasın.
Haklısın oğlum devir artık bu devir sen de çemberini çağına göre çevir. Senin neyine resim, roman, şiir, senin neyine sanat ve şair. Ne diyor meşhur televizyon büyükleri, vur patlasın çal oynasın, devir artık bu devir. Nasılsa son düğmesi de koptu insanlığın. Vefa can çekişiyor arka sokaklarda, umut mendil sallıyor giden trenlerin ardından. Onur, adres arıyor mezarlıklarda. Dostluklar çöp tenekelerinde, sahipsiz ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında hem de üç kuruş mutluluklara...
Ama sen de haklısın. Sana mı kaldı kurtarmak vatanı ? Sana mı kaldı uyandırmak yatanı ? Sana mı kaldı duvara yapıştırmak bu memleketi satanı, anasını ağlatanı...
Gel gör ki oğlum senin de kurtuluşun yok bu gidişten. Ne etsem ne yapsan bir düğün bir bayram bir lale devri. Hangi ekrana baksan kim kiminle evleniyor, kim kiminle çıldırıyor ve kim kime daldan dala gelinim olur musun diyor. Kimisi sahte gelin, kimisi zengin bir prens, kimisi de insanlıktan bir yudum bir nefes bekliyor da bekliyor. Bak hergün ayrı bir kanalda bambaşka ünlüler çiftliği, her kanalda şöhret olmanın dayanılmaz hafifliği ve işte böyle pazara dökülüyor bir bir herkesin yumak yumak ipliği.Yıllar var ki oğlum birileri işte bizi hep böyle gözetliyor... ve sen de görüyorsun ki bu sahneler bizi ne de güzel özetliyor...
Kimin umrunda yarınlar ? Kimin umrunda çocuklar ? Kimin umurunda bu isyankar çığlıklar ? Bir kavgadır bir yarıştır bir rezalettir gidiyor. Kime sorsan cevaplar dünden hazır, halk böyle istiyor oğlum, halk böyle istiyor. Gel gör ki bir reyting uğruna ne "güneşler batıyor oğlum.
Ahmet Selçuk İLKAN
Yorum Gönder Blogger Facebook