Mustafa Ekici | Kişisel Blog

Hayat Kumaş Gibi Değil ki

Mustafa EKİCİ 0 Kültür ve Edebiyat, Nükteler 15.8.25

<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC3jTMQ-RrNPtSNxK3bl5rc-iCAWulYLGksA7Uiz7TiSH5_HBWEKPaiGmvqnQITCrzohRuHsSX_gmt5uipA2p_PeKhLG09-x3e1QTc44Xfh4KcUcfiQuep6-IZHdcK-luPh3o5h9WRfAK1cGzV5u5xYsOCfle4-azRhEls9bXyLa1Z706RZL5FYnK6pac/s612/1755240330365.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="408" data-original-width="612" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC3jTMQ-RrNPtSNxK3bl5rc-iCAWulYLGksA7Uiz7TiSH5_HBWEKPaiGmvqnQITCrzohRuHsSX_gmt5uipA2p_PeKhLG09-x3e1QTc44Xfh4KcUcfiQuep6-IZHdcK-luPh3o5h9WRfAK1cGzV5u5xYsOCfle4-azRhEls9bXyLa1Z706RZL5FYnK6pac/w320-h213/1755240330365.jpg" width="320" /></a><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">Ünlü bir dokumacı,
dokuduğu kumaşı satmış. </span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">Daha sonra o kumaş parçasında bir kusur görülmüş ve
geri çevrilerek bedeli istenmiş. </span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">Dokumacı parayı vermiş, fakat gözlerinden yaş
gelmiş. </span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">Sormuşlar:</span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">“Niçin ağlıyorsun? Kumaşı geri verdik diye ise üzülme.
Kumaşı alıp paranı geri verelim.” </span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">Dokumacı:</span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background: white; color: #484848; line-height: 107%;">“Hayır, kumaş için ağlamıyorum”
demiş. O bir kusûru görülüp geri çevrildi. Fakat ya ömür boyu yaptıklarım
Allâh’a arz olunduğu zaman, böyle bir kusur yüzünden geri çevrilecek olursa, ne
olur benim halim? Ben bunu düşündüm de ağladım. </span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white; color: #484848;"><b>Hayat, kumaş gibi değil ki
düzeltilsin, ya da tekrar dokunsun. O, sâdece bir kere gelir ve geçer.”</b></span></div></div><p class="MsoNormal"><span><b><o:p></o:p></b></span></p><br /> <p></p>

Hayat Kumaş Gibi Değil ki

Ünlü bir dokumacı, dokuduğu kumaşı satmış. Daha sonra o kumaş parçasında bir kusur görülmüş ve geri çevrilerek bedeli istenmiş. Dokumacı p...

Devamı »

M²’ye 6.000 Mermi

Mustafa EKİCİ 0 Hayat Hikayeleri, Kültür ve Edebiyat 1.8.17

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj63HETuyV0mwLag_utLW-gBM4nSEW_MOreJm0VSPQItdoRdEAlSo2OCJZbCg3GE2OkB1oaXl0cTxapn7-12bBGsiKzqpSr4pc___R_G95TXQc12l89OMX9OkkryEkjrjRiuMv83_Ue0fA/s1600/%25C3%25A7anakkale.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="261" data-original-width="400" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj63HETuyV0mwLag_utLW-gBM4nSEW_MOreJm0VSPQItdoRdEAlSo2OCJZbCg3GE2OkB1oaXl0cTxapn7-12bBGsiKzqpSr4pc___R_G95TXQc12l89OMX9OkkryEkjrjRiuMv83_Ue0fA/s320/%25C3%25A7anakkale.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Türkiye’ye Japonya’dan bir eğitim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak, neticeyi yetkililere aktaracaklar. Gerektiği kadar da ikili işbirliği gerçeklestirecek. İşler buraya kadar çok iyi...</span></div>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Japon heyeti yurdumuzun bazı bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Sonra Bakanlıkta toplanırlar. Heyetin hakkımızdaki tespiti ilginçtir: "Sizin çocuklarınızda milli şuur yok".</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizimkiler şaşırır! "Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır." Yine de fazla ses çıkarmazlar! Ne de olsa misafirdir! Bizimkiler sorar, "Peki, Sizin gençlerinizde milli şuur var mıdır?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Japon uzmanları anlatmaya başlar: Biz gençlerimize ilkokula başlamadan "şok testler" uygularız. Mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Mini mini çocuklarımız teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek bir şok olurlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu şoktan sonra Hiroşima`ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz. Bombalanmış bu bölge hakkında bilgilendirir; değil hayvan, bitkinin bile yeşermediğini gösteririz. Ve deriz ki "Eger sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız, işte böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlı yaşayamayacak biçimde size bırakıp giderler.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. Sizlere şunu hatırlatalım ki, Türkiye’de birçok teknik elemanımız bulunmaktadır. Bunların herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz."</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizimkiler şaşkınlık içinde sorarlar ;</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
"Peki ya Türkiye için tespitiniz var mi? Varsa gözlemleriniz nedir?"</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Japonlar; "elbette var" derler. "Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi Çanakkale Savaşları’nın olduğu bölge. Bu bölge gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile. Bir metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta, Türk’ler her şeye rağmen galip çıkıyor, olamayacağı olur hale getiriyorlar. En son teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, inancın galip geldiğinin ispatını yapıyorlar. Üstelik karşılarında tek bir düşman değil, müttefik güçler; sizin tabirinizle yetmiş iki millet var. " </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet M²’ye 6.000 Mermi..!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
M²’ye 6.000 Mermi..!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6.000 Mermi..! </div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
Dur yolcu bilmeden basıp geçtiğin bu toprak bir devrin battığı yerdir...</blockquote>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b><i>Alıntı</i></b></div>
</span>

M²’ye 6.000 Mermi

Türkiye’ye Japonya’dan bir eğitim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak, neticeyi yetkililere aktaracaklar. Gerektiği kadar da ikili...

Devamı »

Karakterin Gereği

Mustafa EKİCİ 0 Hayat Hikayeleri, Kültür ve Edebiyat 1.8.17

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfKegYj-AYHC2zf5XgFFUpdCUFFWSRvh-qN6TXKyGSlv88_O6ZbghogvwKmag_67aiDQ7R1MHui48VQAG2wuaJKXPFpEGkDPRY1gYC9LjspkTkwJ46cMUmN3pPZTky6EX_yVL3cV7bYBI/s1600/lokum.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="506" data-original-width="720" height="224" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfKegYj-AYHC2zf5XgFFUpdCUFFWSRvh-qN6TXKyGSlv88_O6ZbghogvwKmag_67aiDQ7R1MHui48VQAG2wuaJKXPFpEGkDPRY1gYC9LjspkTkwJ46cMUmN3pPZTky6EX_yVL3cV7bYBI/s320/lokum.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Yavuz Sultan Selim Han zamanında, İran Şahı kıymetli mücevherlerle süslü bir sandık hediye gönderiyor. Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat bir de pis bir koku yayılıyor. Dehşet bir koku, herkes burnunu tıkıyor. Neyse, en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyor... yani Osmanlı'ya acayip bir hakaret!Cihan padişahı emir veriyor, herkes düşünsün, buna ince bir şekilde cevap vermemiz gerekir. Ve cihan padişahı yine çözümü kendisi buluyor. Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatıyor. İçine o zamanın Osmanlı İstanbul'unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazırlatıyor, en altına da küçük bir pusula ve bir satır yazı yazarak İran Şahına gönderiyor. Şah sandığı açıyor. Açtıkça etrafa güzel bir koku yayılıyor ve en altta bir kutu lokum, anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayı Şah okuyor;</span></div>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
<i><b>Herkes yediğinden ikram eder ! (Herkes karakterinin gereğini yapar...) </b></i></blockquote>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b><i>Hayata Dair (Ostim Vakfı Yayınları)</i></b></div>
</span>

Karakterin Gereği

Yavuz Sultan Selim Han zamanında, İran Şahı kıymetli mücevherlerle süslü bir sandık hediye gönderiyor. Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeş...

Devamı »

Kadınlar Ne İster ?

Mustafa EKİCİ 0 Hayat Hikayeleri, Kültür ve Edebiyat 1.8.17

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm5IjBg2xX8hLCG-9avDrXvUYpUNWWA-BquhM48psHC9ByQUXuri1-Pbrvh1umshLOktGIXF6aHgzAlXg3mBKG289O_uLbv_a1tlpPVdAP26bPcZPvrRW5nJuweD7pQEaUuEubJ4uRVx8/s1600/cad%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="800" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm5IjBg2xX8hLCG-9avDrXvUYpUNWWA-BquhM48psHC9ByQUXuri1-Pbrvh1umshLOktGIXF6aHgzAlXg3mBKG289O_uLbv_a1tlpPVdAP26bPcZPvrRW5nJuweD7pQEaUuEubJ4uRVx8/s320/cad%25C4%25B1.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale :</span></div>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der. Kadınlar hayatta en çok ne ister ? budur bilmek istediğim... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu sorunun yanıtını getir, kurtar kelleni der. General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kaf dağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir... Günlerce gecelerce at koşturur , cadıyı bulur ve sorar: </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kadınlar hayatta en çok ne ister ? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evlen benimle ! O zaman öğrenirsin ancak istediğini...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu ölümcül teklifi kabul eder general, ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit'e ve : </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister. Harun Reşit, generalin hayatını bağışlar ancak cadıya da evlenmek için söz vermiştir. İlk gece general bir bakar ki, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Cadı ; Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim der. Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa gündüzleri dışarıdayken mi ? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
General; Sen bilirsin kararı kendin ver der. İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.</div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.<br />Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.<br />İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır.</blockquote>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b><i>Alıntı</i></b></div>
</span>

Kadınlar Ne İster ?

Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale : Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der. Kadınlar hayatta en çok ne ister ? bud...

Devamı »

banner

[Title][slider2][random][5]

Hayat Kumaş Gibi Değil ki

M²’ye 6.000 Mermi

Karakterin Gereği

Kadınlar Ne İster ?

[İslam ve İnsan][horizontal][recent][5]

[Kelam-ı Kibar][gallery1][recent][10]

[Nükteler][vertical][recent][3]

[Gez ve Gör][vertical][recent][3]

[Kültür ve Edebiyat][horizontal][recent][5]

Mustafa EKİCİ

Bir Ayet

Çok Okunanlar

Yorumlar

Arşiv

Bir Hadis

Bir Dua